21 Ocak 2016 Perşembe

NE TUHAFSIN BE HAYAT- 2


Ne tuhafsın be hayat!

Neden herkes senden aynı şeyi diler de, herkes hep aynı şeyleri dilediği halde şimdi olduğumuz hallerde buluruz kendimizi?

Herkesin dilinde birlik, barış, huzur vır vır danır durur da, bunu dileyenler birbiriyle bir türlü anlaşamaz?

Barış diler bütün diller, neden bu dilek hep dillerde oyalanır? İnemez kalplere...Bir de dilemeseler ne hallerde  olacağız kimbilir...

Şartı olur mu barışın?

“Birlik” herkesin dilinde neden üçe, beşe, ona bölünür, bir türlü aynı BİR olamaz?

Dinlisi, dinsizi, demokratı, teokratı neden herkes illâ da benim dediğim de benim dediğim diye tepinir de gürültüden duyamaz hale gelir karşısındakini?

BİR olacaksak, neden kabullenemez “ötekini”?

Tepemizdeki çatı bir, bastığımız toprak bir, soluduğumuz hava bir...Sözde bölen adem eli...

Aynı “safta” görünenler dahi birbirini anlamaya çalışmaz, bırak anlamayı “diğeri”ni ?

Dillerde aynı nakarat...

Neden kalpler söyleneni duyamaz ki?

Etrafı  dolduran gürültüden mi?

Ey be hayat!!! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder