6 Ocak 2016 Çarşamba

BOĞAZ BOĞUMLARI HAKKINDA BİR YAZIDIR


Gönülden gelecek her dile vuran...

Öyle laf olsun diye çıkmayacak ağızdan.

Savruluyor evrene rastgele günaydınlar, mutlu yıllar, geçmiş olsunlar, iyi dilekler... Ve beddualar, kızgınlıklar, hüzünler...

Önce kalbe düşecek harfler, yanyana dizilirken heyecanla, çok dikkat edilecek.

Kalp duyacak önce, müsade edecek: “Buyrun,” diyecek, “kapıyı açtım, çıkın yola, haydi uğurlar ola.”

Sonra elele verecek harfler, yükselecekler. Göğüs kafesinden yavaş yavaş geçecekler.

Dile yaklaşınca bir soluklanacaklar. Yol boyunca bir değişiklik oldu mu hislerde, bakılacak. Bazen vazgeçilecek belki, diyecekler: “Yahu, bu kadar önemli mi? Gelin dönelim yerimize... Bir katkımız olmayacak ki ne geldiğimiz kalbe, ne gireceğimize”.

Bazen de diyecekler: “Tam zamanı, tam havası, tam yeri... Işığımız, sıcaklığımız, güzelliğimiz tam kıvam... Hadi tam zamanı... Güç bizde artık! ”

Arkadaşım Gülin’den duymuştum, ona da anneannesi dermiş: “Yavrum, boğaz dokuz boğum, ağızdan çıkan her şey, her boğumda demlenecek.” O zaman da güzel gelmişti bu laf. Anladım sanıp beğenmiştim, ama sanırım daha yeni anlamaktayım derinliğini. Anlamanın da kademeleri olduğunu farkettiğimden beri...

Ağızdan çıkan her şey çok kıymetli...

Az evvel sosyal medya turumu tamamladığımda yazmak geldi içimden. Yine en çok kendime yazdıklarım, hep diyorum bunu... Zaman akışında sıralanmış her bir üzüntü, her bir kızgınlık, her bir tebrik ifadesi aslında sahibinin sanıyoruz, ama değil. Hepsi dünyaya karışıyor, herkese sirayet ediyor. Dalga dalga süzülüyor. Sert, keskin olanlar kimimizin katılaşmış yerlerine değince acıtıyor, sarsıyor. Güzel olanlar sarıyor sarmalıyor, tebessüm ettiriyor. Kalpten telaşla, yüzünü bile yıkamadan çıkmış sözcükleri ayıklıyabiliyor kimi kalpler,  kimiyse ayıklayamıyor.


Yayılıyor dünyaya, günümüze...Hızla geçen her ana...Dalga dalga...

Bir şey yapmak istiyor ya bütün kalpler bu kabulü zor dünyaya, işte tam da zamanı farketmenin...

Nasıl ki bir şey imzalamadan önce uzun uzun okumalı , bir tartmalı imzalamalı mı imzalamamalı mı, bir zarar görür müyüz, görmez miyiz bir imzayla anlamaya çalışmalı...İşte öyle bir şey ağızdan çıkan söz de ...

Önce bir kalbe danışmalı...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder