22 Aralık 2021 Çarşamba

ÇARE BÜYÜMEKTE






Beni bizim memleket yazar etmişti halbuki.


Amma velakin, artık yazamıyorum. Türkiye’ye döndüğümden beri yazamaz oldum. 

‘Ne desem boş’ halleri. 

‘Dedik dedik de, ne oldu ki’ halleri.


Şimdi Toronto’dayım. Memleket, benim şu fani ömrümde şahit olduğum en absürt günlerini yaşamakta. Ne duymak, ne de görmek istemediğim binlerce şey olmakta. 


‘Türkiye kötü bir  anne gibi’ yazmıştım bir zaman, geçerliliğini koruyor bu savım.


Bizler de büyümemekte ısrar eden veletler.


Büyümeye niyet etsek, bir ağızdan ‘bize bunu yapamazsın’, I diyebileceğiz. ‘Bizim ne talep ettiğimiz’ önemli, diyebileceğiz. Ne kendimizi kıyaslatacağız başka milletlerle- balkonlara çıkıp bizi elalemi göstererek, “bakın, ben size iyi bakıyorum, hepimiz onlardan daha iyiyiz” lerle kandırmaya çalışamayacak. Biz de habire başka ülkelere bakıp bakıp daha kötü veya daha iyi hissetmeyeceğiz. Habire dönüp dönüp geçmişteki üç beş güzel sandığımız anla avunup, ‘o günleri geri isterim’ diye tepinmeyeceğiz. 


Bize ne lazım, en çok neye ihtiyacımız var, bir sustursak şu gürültüyü, duyabileceğiz. Zor da görünse, adım adım, ufak ufak, toparlanabileceğiz. 


Ama önce büyümeye niyet edeceğiz. 


Ve ‘kutsal’ diye ezberlettirilen her şeyi baştan gözden geçireceğiz.


Ne anne kutsal, ne aile, ne de vatan, millet…


Bu devirde, artık bunu farkedeceğiz.


Yoksa ağlamaya devam edeceğiz.


Tüm Ortadoğu, annesiyle ilişkisini sil baştan düzenlemedikçe, değişip dönüşemeyeceğiz.