16 Nisan 2017 Pazar

ÇIK BİR HAVA AL


Çık dışarı elif çık...

Icığını, cıcığını bildiğin memleketin tuttu yine seni...

Ulan ne dayanıklıyız diyorum bir yandan da, şurada iki günlük Trump nedeniyle civar memleketler bile ayılıp bayılanla doldu. Bize bak bir de. Kaç senedir ne dirayet, ne dayanma gücü. Hâlâ umudu yitirmemek, hâlâ birbirini teselli etmeye gayret etmek...Yani benim arkadaşlarım en azından.

Annem bile 2 bypass, üç stent,bir kansere, 81 yaşına rağmen beni teselli edecek gücü buluyor kendinde. Sabah ola hayrola diyecek gücü buluyor bütün yüzsüzlüklerin karşısında.
Gidenlerden, kalanlardan, bütün arkadaşlarımdan sessiz, derin üzülmelerin yansıması umutsuzluk olmuyor, olamıyor. Kazana mı düşmüşüz biz de acaba, Kerem’in kendisi için hep iddia ettiği gibi? O meşhur iksir kazanından mı geliyor bu gücümüz?

Şimdi çıkacak, içinin karasını saçacak etrafa malum kişi. Burada kapattım ben ekranları. Ama içi kapanmıyor insanın işte.

Yarımız kırmızı, yarımız mavi...yüzde elli salak, yüzde elli akıllı diyemiyorum ben. Sadece tam ortadan ikiye diyorum, bölündük, bölünemez olasıca biz...Pervasız hilesi hurdası bir yana, zira hep yapıldı, hep yapılacağı belliydi, görünen o ki: bölündük. Bıçakla kesmişler gibi, kapanmaz bir yarayla bölündük. Geldik mi o büyük, karanlık ortadoğu oyununa? Oyuna gelmeyenler, becerebilecek miyiz hemşireliği, yaraları sarmayı? Sizi, bizi bırakabilmeyi, bir olabilmeyi becermeyi ne kadar isteyeceğiz, derken facebookta hâlâ açık tuttuğum arkadaşlarımı görünce yazmak geldi içimden...

Biz, yani nefret etmemeye gayret edenler azız belki evet, ama bakıyorum en dirayetli de biziz...Merkezimizi şaşmayan biziz, dağılmayan da biziz, mantığı sağduyuyu küfürlere, bedduaya, umutusuzluğa boğmayan da biziz.

Ne olacaksa oluyor zaten...Ama bir güç var bana kalk Elif diyen, kalk yap bir acı kahve, acı acı da içme al yanına bir hurma...Ağzın tatlansın... Sabah ola hayrola, ananın dediği gibi...Anneannenin dediği gibi...

Olan oldu zaten, olmayana senaryo üretme, aklını durdur, çık bir hava al...

Olmadan bir şeyler, olmuş gibi davranma... Merkezi kaybetme...

Kaybetme ki, merkezinde olanları da gözden kaybetme...

Üzülsen de, dövünsen de, olan senin enerjine olacak, iyisi mi, hayata ve insana olan inancını kaybetme...Nefret etme. İsyan etme. Beddua etme. Korku dağlarına yenilme. Ki, asla vazgeçme...

Çık bir hava al sadece.