16 Haziran 2014 Pazartesi

OKUNMUŞ PİRİNCİN GÜNÜMÜZ POLİTİKASINA YANSIMASI


"Ah Elif'cim, sen de hiç büyümüyorsun maşallah!" 

İyi bir şey dedi sanmıştım nohuta benzeyen akraba, tam o sırada şrrakkk diye indi esas cümle: "Çocuk geldin, çocuk gideceksin!"

20 yaşlarının başındaydım, güzel okullar bitirilmiş, güzel olduğu hayal edilen bir işe girmiştim. Büyümeye en özenilen o saçma yaşların başlarındaydım. Ne yapsam yaranamayacağım akrabaların, ne yapsa ısınamadığım o zamanlar çok salak bulduğum kızlarının gösterişli düğününe zorla getirilmiştim. Üniversite giriş sınavında yuttuğu okunmuş pirinçler nedeniyle sınavı tuvalette geçirdiğinden beri bu salak kızın salaklığı tescilliydi. Açgözlü ya, birinci tercihi hedefleyip pirincin dozunu ayarlayamamış, bir avuç yutmuştu. Bu pirinçlerin yarattığı karın ağrısı nedeniyle o yıllarda bence dandik bir okulun işletmesini kazanmıştı. Sonra da ona o  pirinçleri yutturtan en uyumlu haliyle her başkentlinin hayali olan bir bankaya torpille girmiş, tüm akrabaların imrendiği bir düğünle, imrenilen bir mahallede, imrenilen eşyalarla dayalı bir eve gelin gitmişti. İmrenenler kim derseniz, sürünün dışında kalmamaya özen gösterenlerdi.

Bense en hurafelerden ırak, en pirinç yutmamış, yani en akıllı halimle zorla götürüldüğüm düğüne pislik olsun diye olaya en aykırı halimle gitmiştim: ayakta espadriller, siyah şalvar, ucu püsküllü anneannemin çeyizi bir çarşaftan bozma, anneme diktirdiğim etekleri püsküllü bir hipi buluzu, yuvarlak gözlükler, kara kara boyalı gözler, özenle taranmamış, dağıtılıp kabartılmış saçlarla düğün eşrafından herhangi bir kıza değil de müzikallerden fırlamış bir karaktere benziyordum. Kimselerin umurunda olmadığı, hatta hiç anlamadığı, hatta dalga geçtiği bir tür protesto hallerindeydim, hem de tüm gururumla.

Bugün CHP cumhurbaşkanı adayını açıkladığında aklıma ilk gelenlerden biri bu düğün sahnesi oldu. Okunmuş pirinç yutmuş uyumlu salak gelinin karşısında, kendisini o zamanlar okunmuş pirinç yutmadığı için akıllı sanan protest ben.

Bu absürd sahne yazıya döküldüğünde  matrak dursa da, aslında geldiğimiz acınacak halin bir özeti. Memleket,  neden okunmuş pirinç yuttuğunun farkında olmayan, neden ve ne şekilde  bu pirinçten  destek geleceğini  sorgulamayan, "komşuya bak, o neye inanıyorsa sen de ona inan"a inanan,  her türlü sorgulamaya karşı , üstelik ne kadar uyumluysa, sorun çıkarmıyorsa o kadar çok kazanacağına inanmış,, bir güruh ile "bu memlekette bu kadar çok okunmuş pirinçten destek almaya inanan insan varsa bunların hepsi salaktır" diyen, mevzuyu bahane edip her türlü anneanne öğretisini reddeden, özellikle gelenek görenek içeriyorsa uzak duran, anlamaya hiç mi hiç yanaşmayan, sadece aşağılayan, kibirli ancak aynı şekilde şuursuz bir başka güruhun arasında kaldı. 

Şimdi ise hepten tuhaflaşan durum şu: bu nefsi şişik, kendinden başka kimseleri beğenmeyen taraf aniden bir yerde yanlış yaptığını farketti diyeceğim ama dilim varmıyor, çünkü farkettiği sadece şu oldu:   "Ayol biz de mi bu okunmuş pirinci bir denesek" dedi  ve durumu abartıp aniden pirinç tarlasına daldı. Eh, pirinçten bağımsız, buna herkes şaştı kaldı...

Yaşadığımız bu tarifsiz tuhaf durumun bendeki izahı budur. 

Yani diyeceğim odur ki, kimselerin anlamaya çalışmadığı okunmuş pirinç meğer hep masummuş, ve  bunu ben oldukça yeni anladım...darısı Türkiye'min başına...

Not: Valla ve billa, görsel ararken Hz. Google'a "okunmuş pirinç" yazdığımda ilk çıkan görseli kullandım, hazır yeni anlamışım , kafamı karıştırmayacağım ve daha da bir şey demeyeceğim...