1 Aralık 2015 Salı

ÖLSEM DESENE


"Şu kavga bir bitse dersin, 

Acıkmasam dersin, 
Yorulmasam dersin; 
Çişim gelmese dersin, 
Uykum gelmese dersin; 
Ölsem desene!"


Diyemezsin ama, di mi? "Her şey bitsin" anları da vardır herkesin elbet, ama kolay değildir öyle, gidilebilinemez kolay kolay.
Orhan Veli hiç demedi mi tüm bunları? Kalıbımı basarım hepimizin bayıldığı "Orhan Veli" olana dek neler geçti bünyesinden kim bilir. Ne fırtınalar, ne yılmalar, ne pes etmeler kim bilir. Ama O mevzuyu anlayanlardan. Tek eğitmeninin hayat olduğundan eminim, yoksa bu kadar muhteşem basitlikte ve güzellikte anlatamazdı bizi bize. Kocaman bir yürek ve anlamaya çalışmak, işin sırrı bu.
Hayat, kendini ona bırakabilene güzel. Kavga edilmesi gereken bir şey değil bu hayat, hayranlıkla seyretmek gereken bir şey, her his var içinden geçen. Başına bir sürü şey gelecek.
Böyle bir şey hayat, kocaman bir televizyon gibi. Kumanda da tek, ve sadece sende. Onu asla başkasına ödünç vermemek gerek, kaybetmemek gerek, ve hangi kanalı tercih edeceğini bilmek gerek, zira programlar çeşit çeşit: korku filmi mi seyretcen, eğlence mi, sanat mı, dram mı. Ne dilersen var. Sadece hepsini aynı anda seyredemeyeceğini bileceksin, tercihini yapacaksın, seyrederken de hep not alacaksın, ama kalbine yazacaksın notları: "Hmmm bu böyle, bu şöyle" diye. Merakla ve heyecanla seyredeceksin, zaten bir saatte bitiyor yayın, bitene kadar tadını çıkaracaksın oturduğun koltuğun.
Ama eğer ki memnun değilsen seyrettiğinden, vızıldanmak yerine (bunlar hayatından hep şikayet edip de kılını kıpırdatmayan insan türü oluyor genelde) , ya da televizyonun kafasına kafasına pata küte vurup durmak yerine (bunlar da hep hayatla kavga halinde olanlar oluyor genelde, ota boka kavga edenler yani ) kanalı değiştireceksin.
Kumanda sende...
Yayın sonsuza dek değil. 
"Ölsem" diyemediğin sürece.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder