Gözümüz aydın,
dört mevsimin sultanı, sosyal medyanın eğlencesi Kanada’ya kış geldi...
Daha soğuklar
başlamadan, “Amanın, soğuklar da kapıda!” nidaları doldurdu bile her yeri. Kanada’ya
kış gelmesi büyük olaydır. Bahara kadar artık her sohbete soğuk havadan
bahsetmekle başlanılır. Hadi diyelim ki benim gibi yeni gelenler için değişik
bir şey. Hatta, ondan da emin değilim, zira Ankaralıyım, ve Ankara da Toronto
kadar soğuk inanın. Daha buraya yağmamış olan kar, Ankara’ya yağdı bile. Ama
çok eskiden göçmüşler bile bu “evet, evet, sahiden çok soğuk, donuyoruz,
donabiliriz, Antarktika haltetmiş” telaşına katılıyorlar. Bayılıyorum buna. Adı çıkmış bir kere. Donarak
öleceğiz sanırsınız...
Ben de bu kez
size o ölümcül Kanada kışında, henüz ölmemiş olanlar (allah uzun ömürler versin)
neler yapabilir, anlatayım dedim.
Öncelikle bütün
kahvecilerde Eggnog çıkar. Bir tür çakma sahlep. Adından da anlaşılacağı üzere,
yumurta bazlı, baharatlı bir sıcak içecektir. Sonra snow candy, ya da diğer
adıyla maple taffy zamanıdır kış. Bu eğlencelik tatlı bildiğimiz macun olup,
karın üstüne akçaağaç şurubu dökerek yapılıyor. Bunun festivalleri de var
Toronto civarındaki küçük şehirlerde. Dileyen Hz. Google’a danışsın, tarihleri
ve yerleri öğrensin.
Sonra
Toronto’da yılbaşı öncesi hediyelik eşya kermesleri başlar. En popüleri
Distillery District’te olandır. Bir sürü ufak tefek hediyelikler meraklısına büyük
heyecanlarla satılır. Ateşler yanar, etrafında sıcak şaraplar içilir. Konserler
olur. Dev Noel ağacının önünde fotoğraf çekilir, Noel Babalar etrafta salınır.
Bildiğiniz yılbaşı geyiği. Üç sene önce ben ilk geldiğimde parasızdı, şimdi
haftasonu gitmek isterseniz 6 dolar girişi. Öyle böyle kalabalık değildir haftasonları.
Donarak değil, ama ezilerek can vermek mümkündür. Toronto Christmas Market 23
aralığa kadar açık. Pazartesileri kapalıymış, bilginiz olsun. Detaylar www.torontochristmasmarket.com ‘da.
Esas “Yok biz
öyle her yerde olan şeyler değil de, daha özel hediyeler almak isteriz, bize oralardan
bahset” derseniz, sizi One of a Kind Show’a göndereceğim. Tasarımcıların
katıldığı kocaman bir fuar. www.oneofakindshow.com websitesinde detayları var. 23 Kasım- 3
Aralık arasında Exhibition Place’de. Gez, gez, al, al bitmez. Giriş 15 dolar,
haberiniz olsun.
Şimdi de sıra
benim gibi olanlara geldi...O mükemmel bir şekilde pazarlanan krismıs ruhuyla
pek bütünleşemeyen, kıştan anladığı, ruhun bir sürü şeyi tartma, biçme,
değerlendirme, korunma, baharlara hazırlanma zamanı olduğuna inananlar için
Toronto’da alışveriş yapmadan zaman nasıl geçer derseniz, size kar
yağdığında Beaches’e gitmenizi öneririm.
Özellikle soğuk havalarda, ısı eksinin altına düştüğünde donmamak koşuluyla
önleminizi alıp giyinerek gidip, yer yer buz tutmuş göle bir göz atın derim. Gölün
etrafında donmuş her bir dalın yarattığı benzersiz masalsı tabloya doya doya
bakın. O aydınlık beyazı içinize çekin. Ya da adalara salının, donmuş göl
üstünde antreman yapan hokeycileri seyredin. Hokey maçından çok farklı, bale
kadar güzel bir görüntü. Şehirde bir sürü yerde buz pateni de yapabilirsiniz. En
tanınanı Philip Nathan Square’deki.
Uzağa gitme
imkanınız varsa, Muskoka’da bir cottage tatili yapın. Ben Huntsville’de Cedar
Grove Lodge’a gitmiştim. Sabah, akşam geyikler donmuş gölün üzerinde salınsın,
seyredin. Gölde uzun uzun yürüyün, beceren buz pateni de yapabilir. Ya da buzda
balık avlamayı deneyin. Dog sledding de çok değişik bir şey, www.torontoadventures.ca ‘den Toronto yakınlarındaki günübirlik
turlara bakabilirsiniz. Köpekler kızaklarla sizi çekiyor, Andersen
masalında gibi hissediyorsunuz
kendinizi. Hazır şehirden biraz uzaklaştınız, Collingwood’da Blue Mountain’a da
uğrayın, kış geldi de bir kaymadı demesinler...
Hadi herkese keyifli
donmalar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder